Toksinler, vücuda zarar veren ve sağlığını bozan maddelerdir. Bu maddeler, vücudu fazla hassas kılan ve fizyolojik dengeleri bozan etkileriyle bilinir. Toksinler hem vücutta üretilir hem de dışarıdan alınır. Dışarıdan alınan toksinler, solunum, beslenme ve cilt teması yoluyla vücuda girer.

Karaciğer, bağırsaklar, böbrekler, akciğerler ve deri başta olmak üzere birçok organ, toksinlerin uzaklaştırılması işleminde önemli rol oynar. Toksinlerin vücuttan atılması için karaciğerin korunması büyük önem taşır. Bu amaçla doymuş yağlar, rafine şeker ve alkolden uzak durulmalıdır. İnsanlar, toprak, su, hava ve gıdalardan dolayı da toksinlerin etkisi altında kalabilirler.

Hava kirliliği, çevre kirliliği, içme sularında bulunan ağır metaller, kafein, alkol, yağlar ve bilinçsizce kullanılan ilaçlar, bağışıklık sisteminin zayıflamasına, hormonal bozukluklara, kalp damar sorunlarına, eklem hastalıklarına, obeziteye, diyabete ve hatta kansere yol açabilir. Toksinlerin zararları, yorgunluk, bitkinlik, kendini iyi hissetmeme, aşırı uyku veya uykusuzluk, kas ve eklem ağrıları, sinirlilik gibi belirtilerle kendini gösterir.

Doğada özellikle sebze ve meyvelerde bol miktarda mevcut olan bazı vitamin ve mineraller, polifenoller, flavonoller, ve antioksidan kaynaklarıdır. En yaygın olarak bilinen antioksidanlar ise A, C ve E vitaminleri, likopen, flavonoidler, beta-karoten ve selenyumdur.

Karaciğer sağlığı için beslenmemizde yer alacak besinler, karaciğerin detoksifikasyon (zararlı toksik maddelerden temizlenme) sürecine destek olmalı ve serbest radikallerin vücut üzerindeki olumsuz etkilerine karşı koruma sağlayan antioksidanlar içermelidir. Beta-karoten ve E vitaminleri karaciğerin toksinlerden arınmasına yardımcı olur.